Geçtiğimiz Mart ayında 72. Yaşını deviren ve 2020 yılı sonuna kadar veda turnesine çıkan, müzik dünyasının en renkli karakterlerinden biri olan Elton John’un yaşamını konu alan “Rocketman” filmi, geçtiğimiz günlerde vizyona girdi ve büyük ilgi toplamaya devam ediyor. Bizler de, yaklaşık 50 yılda 250 milyondan fazla albüm satışı yapan bu efsanevi müzisyen hakkında çok bilinmeyen bir kaç olayı sizler için derledik.
İlk Yılları ve Yükselişi
25 Mart 1947 tarihinde İngiltere’nin Middlesex kentinde dünyaya gelen John’un gerçek ismi Reginald Kenneth Dwight olarak kayda geçmiştir. Geçmişte kendisine “Reg” veya “Reggie” diye çağırılan Elton John, 1972 yılında resmi olarak ismini değiştirmiştir ve bunun nedenini “Reg benim hayatımın mutsuz bölümü oldu” diyerek açıklamıştır.
John, henüz 3 yaşındayken piyano çalmayı kendi kendine öğrenir ve bu doğal yeteneği kendisine Londra’daki Kraliyet Akademisi’nin kapılarını açar. Burada çalışmalarından çok besteleri üzerine yoğunlaşınca zaten 17 yaşındayken müthiş bir kariyerinin olacağının sinyallerini vermiştir.
1960’ların başında “Bluesology” isminde bir grup kurar. Grup elemanlarından Elton Dean ve Long John Baldry’nin isimlerini birleştirerek “Elton John” sahne ismini seçer. İkinci ad olarak da “Hercules”i seçer fakat bu herkesin bildiği tanrı olan Herkül değil, Steptoe and Son isimli bir sitcomdaki atın isminden gelir.
Ekim 1970 ve Kasım 1971 arasında bir yıl içinde, “Tumbleweed Connection”, “Friends”, “17-11-70” ve “Madman Across The Water” albümlerini yayınlamıştır. Söz yazarı yoldaşı Bernie Taupin ile 1973 ve 1976 yılları arasında 9 tanesi 1 veya 2 numaraya yükselen 15 şarkı çıkarmıştır ki o dönem için, ilk 40 listesinde her dört haftada bir Elton John şarkısı görmek mümkündü.
Taupin, Bowie ve Lennon
Bernie Taupin ile olan, 50 yıldır süren muhteşem ortaklığı hep merak konusu olmuştur. İkili hiç bir zaman aynı odada çalışmamışlardır. Taupin sözleri yazdıktan sonra John’a yollar ve Elton John da bestelerini yapar. İşin ilginç yanı ise bu besteleri yapmak 15-20 dakikasını almaktadır.
1970’lerde başlayan David Bowie ile olan arkadaşlığı, Bowie’nin kendisine “Rock n’ Roll’un Sahte Homoseksüeli” ithamının geçtiği bir Rolling Stone röportajı yüzünden neredeyse son bulmuştur. Yine de Elton John, Bowie’nin müthiş yeteneğinden bahsetmekten vazgeçmemiş ve 2016 yılında kaybettiği eski dostu için “Space Oddity” şarkısını seslendirmiştir.
1974 yılındaki Şükran Günü’nde, Madison Square Garden konseri sırasında, o dönem Beatles grubundan ayrılmış olan John Lennon’u sahneye çıkmaya ikna eder. İşin üzücü kısmı ise, bu, birlikte 3 şarkı seslendiren ikiliden John Lennon’un son sahne performansı olarak tarihe geçecektir.
Sovyetler, Piyanoları ve Watford
Soğuk Savaş’ın en yoğun olduğu yıllarda, Demir Perde’nin arkasında konser veren ilk rock yıldızlarından olan Elton John, 1979’un Mayıs ayında Moskova ve Leningrad kentlerinde toplam 8 kez sahne almıştır. İçlerinde devlet görevlilerinde bulunduğu ön sıralardaki seyiriciler sabırla yerlerinde otururken, bir çok hayranı ise önlere ulaşmak için çabalamış ve konserlerini “Back in the U.S.S.R.” şarkısıyla bitirmiştir.
Elton John alametifarikası olan sahne ortasındaki piyanolarına çok değer veriyor ve hatta özel yapım bir piyano için Yamaha’ya 1.3 milyon dolar ödemiştir. Daha ilginç olan ise bu piyanoya, kadın caz sanatçısı Blossom Dearie’den esinlenerek, “Blossom” adını vermiştir. Tıpkı eski piyanolarına, Aretha Franklin, Nina Simone ve Diana Krall givi kadın sanatçıların ismini verdiği gibi.
Watford kulübünün fanatik bir taraftarı olan Elton John, 1976-2002 yılları arasında 25 yıl kulübün başkanlığını da yapmıştır. 2016 yılında oğlu Zachary’i Watford akademisine gönderirken, belki de ilerleyen yıllarda, 2014 yılında “Sir Elton John” isminin verildiği bir tribünde Vicarage Road çimlerinde babasını selamlar, kim bilebilir.